Gönül Dağı dizisinin başarılı oyuncusu Utku Ateş’ten dizi hakkında açıklamalar geldi
Gönül Dağı’nda, inişli çıkışlı ilginç yaşam öyküsüyle dikkat çeken Serdar karakterini başarıyla canlandıran ve büyük beğeni toplayan Utku Ateş, “Serdar, zengin bir ailenin mutsuz ve psikolojik sorunları olan tek çocuğu
“GÖNÜL DAĞI, ANADOLU İNSANINI EKRANA ÇOK GÜZEL YANSITIYOR”
Bozkırın güzel renklerini TRT 1 ekranına yansıtan, Anadolu insanını çok iyi gözlemleyerek yazılan senaryosuyla Gönül Dağı’nın büyük bir başarıya ulaştığını belirten Utku Ateş, “Ekipteki birlik, dayanışma ve uyum, ayrıca bize ilk bölümden itibaren destek veren seyircimizin de payını unutmamak gerek” diyor.
“CİRİTÇİ ABDULLAH SERDAR’IN ROL MODELİ OLDU…”
Dizide canlandırdığı Serdar’ın zengin, mutsuz ve yalnız bir genç olduğunu, takıntılı bir sevgiyle bağlandığı Dilek’in (Gülsim Ali İlhan) peşinden Gedelli kasabasına geldiğinde ise hayatının tamamen değiştiğini vurgulayan Ateş, şunları söylüyor:
“Serdar, çocukluğundan beri yaşadığı şehirde kalabalıklar içerisinde yalnızlık çeken bir genç. Kız arkadaşı, nişanlısı Dilek’in peşinden Gedelli’ye geldiğinde ise bambaşka hayatlar keşfetmeye başlıyor. Bugüne kadar değer verdiği tek kişiyi, Dilek’i kaybetmek onu önce çaresizliğe sürüklüyor. Kasabada gördüğü insanları garipseyip onlarla diyalog kurmayan Serdar’ın yolu Ciritçi Abdullah’la (Yavuz Sepetçi) kesişince yeni bir dönemece giriyor…
Ciritçi Abdullah, onun rol modeli oluyor. Kendini onun öğretilerine bırakıyor. Onu dinliyor, ondan hayata dair çok şey öğreniyor ve öğrendiklerini kendi yaşamında uygulamayı başararak olgunluk seviyesine ulaşmaya başlıyor…”
“HAYAT, HER ZAMAN BEKLENMEDİK ANLARDA KARŞINIZA ÇIKANLARDIR…”
“Dilek’in Taner’e (Berk Atan) aşık olduğunu öğrenen, babasının onunla tekrar bir araya gelmesi için düzenlediği oyunları fark eden Serdar, yol haritasını yeniden çiziyor… Dilek ve Taner aşkının en büyük destekçisi oluyor, Gedelli’de kendine bozkırda bir ev kiralıyor ve buraya yerleşiyor. Çocukluğundan beri içtiği ilaçları bırakıyor, kendisini okuyamaya, Ciritçi Abdullah’la sohbete ve onunla birlikte doğanın mucizelerini keşfettikleri yolculuklara veriyor… Sonrasında ‘Hayat her zaman beklenmedik anlarda karşınıza çıkanlardır’ lafının tam karşılığı olan bir durum yaşanıyor ve kasabanın hemşiresi Elif’le karşılaşıyor. İlk görüşte ondan etkileniyor onda kendinden bazı şeyler görüyor. Ortak acılar, ortak yaşanmışlıklar görüyor… “
“ELİF İLE ARASINDAKİ, HAYATIN İKİSİNE SUNDUĞU BİR LÜTUF VE TESADÜF OLABİLİR…“
Kasabanın iyi kalpli, duygusal hemşiresi Elif’le hastanede karşılaşan ve ondan hoşlanan Serdar’ın, hayatında ilk defa kendisine benzeyen, ortak noktaları bulunan biriyle tanıştığını ifade eden Utku Ateş, şunları söylüyor : “Serdar, Dilek’e aşık olduğunu sanıyordu fakat o aslında aşk değil daha çok çaresiz bir takıntıydı. Aralarında ortak bir paylaşım ya da ortak acıları yoktu… Tek taraflı gelişen bir durum söz konusuydu. Elif ile arasındaki bağın ise, tamamen hayatın ikisine sunduğu bir lütuf ve bu tesadüf olduğunu düşünüyor. Serdar ve Elif uzun vadeli güzel bir ilişkiye başlayabilir mi bunu hep birlikte ileriki bölümlerde göreceğiz.”
“İSPANYOLCA ÖĞRENMEYE VE BOKS YAPMAYA BAŞLADIM”
Yoğun geçen dizi çekimlerinden arta kalan zamanlarda İspanyolca öğrenmeye çalıştığını ve boks yapmaya başladığını kaydeden Ateş,
“Basketbolcu geçmişim olduğu için gençliğimden beri düzenli spor yapıyorum. Hala zamanım kalırsa piyano çalıp biraz yoğun tempodan uzaklaşmak bana iyi geliyor. Bir de sık sık kitap okuyor ve ara sıra bir şeyler karalıyorum… Film izlemeyi de tabii ki çok severim. Özellikle Kuzey Avrupa ve İran sineması favorimdir.” diyor.
Kaynak: Zirve Haber Ajansı [ZHA]